Ana içeriğe atla

27 Mayıs 1960 Darbesi’nde Basın


 

                       

                                                                                                                              Esmanur Tuna[1]

Özet: Bu çalışmanın amacı 27 Mayıs 1960 Darbesi’nde basının rolü ve etkilerini araştırmaktır. Bu konuda ki araştırmalar basının darbeye etkisi alanında zayıf kalmıştır. Bu bağlamda 27 Mayıs darbe sürecinde basının oynadığı etkin rol ve cunta ile yakın ilişkisi mercek altına alınmıştır. Makalenin ilk bölümünde genel olarak basının durumu tartışıldıktan sonra ikinci bölümde darbe sürecinde gazetelerin oynadığı rol incelenecektir. Gazeteler darbeyi şenlik havası içinde karşılarken cuntacı askerlerden bazı özgürleşme sözleri almışlardır. Bu çalışma her koşulda tarafsız kalması gereken basının darbe gibi istisnai durumlarda isteyerek veya istemeyerek taraf olduğunu göstermek ve bu alanda yapılan tartışmalara kaynak olmayı hedeflemektedir.

Anahtar Kelimeler: 27 Mayıs 1960 Darbesi, basın, medya, özgürlük, sansür, gazete, Demokrat Parti.

Giriş

         27 Mayıs 1960 yılında gerçekleştirilen darbeyle Türkiye’de siyasi hayat ve demokrasi ağır yaralar aldı. Bu süreçten önce Demokrat Parti iktidarının ilk yarısında, basında gerçekleştirilen özgürlükler işlerin kötüye gitmesiyle ilerleyen dönemde devam ettirilemedi. 60 darbesinden sonra ordunun yönetime el konmasıyla başlayan süreçte ise basın, radyo, afiş, plak, kitap, dergi gibi propaganda araçları başarılı bir şekilde kullanıldı.[2] Darbe gece yarısı gerçekleştirildiği için 27 Mayıs gazetelerinde darbe haberleri sadece manşet ve spotlarda verilmiş, genellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin açıklamaları yer almıştır.[3] Cumhuriyet gazetesi darbe sabahında ‘Memleketin bugünkü buhranına ve kardeş kavgasına mani olmak üzere; Kahraman Türk Ordusu Bütün Memlekette Dün Gece Sabaha Karşı İdareyi Ele Aldı’ manşetiyle darbeyi verirken Milliyet gazetesi ‘İdare Orduda’ başlığıyla çıkmıştır. Akşam gazetesi 28 Mayıs’ta ‘İkinci Cumhuriyet Kuruluyor..’ başlığıyla çıkarken aynı gün Hürriyet gazetesi ‘Yurtta Tam Bir Huzur Hüküm Sürüyor’ manşetini atmıştır. İlerleyen günlerde gazetelerin çoğu darbe lehinde yayın yapmıştır. Darbeyi büyük bir coşkuyla karşılayan büyük gazetelerden Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Vatan, Dünya ve Yeni Sabah gazeteleri bir araya gelerek ortak bildiri yayınlamış, basın özgürlüğü sebebiyle cuntaya teşekkürlerini dile getirmişlerdir. Bazı Adnan Menderes ve DP yanlısı gazeteler ilk başta tarafsız bir politika izleseler de zamanla yayın hayatına devam edebilmek için darbeyi desteklemişlerdir. [4] Askeri yönetim ile gazete sahipleri arasında bazı anlaşmaların yapıldığı zamanla ortaya çıkmıştır. Basın cuntayı destekleyecek, darbe yönetimi de basına özgürlük sağlayan yasalar çıkaracaktır. Bu anlaşma gereği askeri yönetim Basın Ahlak Yasası’nı çıkarmış, Gazeteciler Cemiyeti ve Gazeteciler Sendikası gibi sivil mekanizmaları devreye sokmuş, gazetecilerin haklarını genişleten yeni düzenlemelere gidilmiştir.  Yapılan yeniliklerden en önemlisi ‘Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki İlişkileri Düzenleyen’ kanundur.[5] Böylece haber endüstrisi birlikte hareket ederek silahlı cuntayı el birliğiyle meşrulaştırmıştır.[6]

        27 Mayıs süreci göstermiştir ki Cumhuriyet dönemiyle kışlasına çekilen ordu, devlet güvenliği tehlikeye düştüğü anda sivil siyasete müdahale için hazırda beklemektedir. Dönemin meşhur gazetecilerinden Metin Arcayürek ordunun niyetinin üniversitelerin ve Babıali’nin üzerinden geçmek olduğunu darbe sürecini anlattığı kitabında açıklamıştır. Taha Kıvaç’a göre bu sürecin sonunda ordu Öncü Gazetesi’ni kurarak hem Babıali’nin üzerinden geçmiş hem de medya üzerinde güçlü ve kalıcı ideolojik bir iz bırakmıştır.[7]

Darbe Sürecinde Gazeteler

1.      Cumhuriyet Gazetesi

        Cumhuriyet gazetesi darbeyi büyük bir coşku içinde karşılamıştır. Editörlerinden Nadir Nadi ve Burak Felek bütün vatandaşları orduyu desteklemeye çağırmıştır. Hatta Hamdi Varoğlu “Kadife Eldivenli Ordu” isimli yazısında ordunun daha sert bir tutum takınması gerektiğini vurgulayarak “Şimdi demir ellerin kadife eldivenlerini çıkarın.” demiştir. Gazete DP’nin 1950 seçimleri öncesi kullandığı “Yeter! Söz Milletindir!” afişini ‘Türk Ordusu, basın ve üniversite’ olarak yeniden yorumlamıştır.[8]

 

2.      Hürriyet Gazetesi

        Hürriyet gazetesi de iktidarın alaşağı edilmesinden yana yayın yapanlar arasındadır. Hürriyet’e göre iktidar her koşulda indirilmelidir hatta bu süreçte kimin rol aldığı önemli değildir. Darbeyi takip eden günlerde halkın coşkusunu manşete taşıyan Hürriyet “Bayram Sevinci: İstanbul Bayraklarla Giyinmiş” başlığı atmıştır.  Ayrıca gazete yurtdışı haberlerine yer vermiştir. İran Şahı’nın Türkiye’de ki devrimden mutlu olduğunu ve bütün dünyanın yeni hükümetimizi tanımak için sabırsızlandığını duyurmuştur. [9]

3.      Milliyet Gazetesi

        Darbe sabahında Milliyet’e tam bir şenlik havası hâkimdir. Başyazar Abdi İpekçi editörleriyle birlikte basın açıklaması yaparak darbeyi ve cuntacıları övmüştür. Milliyet yabancı basının darbeyi; ‘zarif darbe’, ‘beyefendinin darbesi’ gibi tanımladığını iddia etmiştir. Ne büyük tezattır ki köşe yazarlarından Çetin Altan yazısında ‘darbenin tarihimizde demokrasimizin en güçlü garantisi’ olacağını yazmıştır.[10]

4.      Tercüman Gazetesi

       Tercüman ise darbeden önce yaptığı haberlerle darbecilere cesaret vermiştir. 28 Mayıs günü darbeyi “Milletçe bayram sevinci içindeyiz” manşetiyle duyurmuştur. Üniversite öğrencilerinin öldürüldüğünü iddia ederek onları gömen polis memurlarının sorguya çekildiğini 31 Mayıs manşetten ilan etmiştir. [11]

5.      Akşam Gazetesi

          Darbe haberini 28 Mayıs günü “İkinci Cumhuriyet kuruluyor” haberiyle duyurmuş. Akşam, Yassıada kararlarında etkin rol oynayan habercilik yaparak; Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın ölüm cezalarını etkilemiştir.[12]

6.      Havadis Gazetesi

          Havadis gazetesi darbeyi ‘Silahlı Kuvvetler muvakkat idareyi ele aldı’ manşetiyle duyurmuştur. DP yanlısı yayın yapan Havadis darbeden sonra bir süre yalnızca Milli Birlik Komitesi ile TSK’nın demeç ve açıklamalarından alıntı yaparken daha sonra baskı sebebiyle yayınlanan haberlerde, askeri yönetimin icraatları olumlu bir şekilde verilmiştir.[13] Demokrat Partililer hakkındaki ise, yoruma yer verilmeden doğrudan bilgi verilmiştir. Havadis beklenmeyecek şekilde, yayın politikasındaki değişikliği kabul edip sebeplerini açıklamıştır.[14] Fakat bu politikalar gazetenin kapatılmasına engel olamamış ve yazı işleri müdürü tutuklanmıştır.[15]

7.      Ulus Gazetesi

        Ulus 28 Mayıs tarihli manşetinde “TSK’nın demokrasimizin içine düştüğü buhrana ve vukuu muhtemel kardeş kavgasına mani olmak için giriştikleri harekâtı kansız şekilde başardığı” nı yazmıştır. Ulus’un yazarlarından Cihan Baban darbecileri demokrasinin kurtarıcıları ve Atatürk’ün çocukları olarak nitelemiştir. Yine yazarlardan Bülent Ecevit yazısında darbecilere teşekkür ederek “Sağ olasın Türk ordusu,  günaydın Türk milleti!” açıklamasında bulunmuştur.[16]

8.      Vatan Gazetesi

        Vatan gazetesi de darbeyi coşkulu karşılayanlar arasındadır. 27 Mayıs günü darbeyi “Ordu, idareyi ele aldı” manşetiyle duyurmuştur. Yazarlardan Ahmet Emin Yalman darbe sevincini “…Türk milleti için yeni ufuklar açıldığını dünya gözüyle görebildiğimden dolayı hudutsuz bir saadet duydum, Allah’a şükrettim.” sözleriyle dile getirmiştir. [17]

Sonuç

        Bu çalışmamızda 27 Mayıs 1960 Darbesi ve basın ilişkisini araştırmaya gayret ettik. 27 Mayıs 1960 Darbesi’nden önce ve sonra basın büyük rol oynamıştır. Darbeye giden süreçte basının tavrı darbeyi hızlandırmış ve cuntacı subayları cesaretlendirmiştir. Cuntacılar ile basın baronları arasında karşılıklı verilen sözler sonucu süreç, basın ve ordu el ele götürülmüştür. Darbenin başında DP yanlısı olan gazeteler tarafsızlığını korurken, baskılara dayanamayıp varlıklarını devam ettirebilmek için darbe yanlısı yayınlar yapmışlardır. Fakat çoğu zaman bu politika da işe yaramamış DP yanlısı olduğu bilinen gazeteler kapatılmış, sahipleri ve yazı işleri müdürleri tutuklanmıştır. 27 Mayıs ordu tarafından demokrasiye vurulan ilk darbedir. Bu sürecin sonunda ordunun siyaset ve basın üzerindeki tahakkümü, ideolojik ve kalıcı hale gelmiştir.

 

 

Kaynaklar

Gençalp, Ebru. “27 Mayıs 1960 Darbesi ve Basındaki Yansımaları”, Uluslararası Darbe Sempozyumu 1.Cilt, 26-28 Mayıs 2017, Adnan Menderes Üniversitesi.

Gülmez, Nurettin, -   Aşık, Süleyman. “27 Mayıs 1960 Darbesi Sürecinde Havadis Gazetesi”, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimer Dergisi, 2014, sy. 3, s. 72 - 96.

Kaya, Engin. 27 Mayıs 1960 Darbesinde Basın (yüksek lisans tezi, 2019). Maltepe Üniversitesi.

Özkır, Yusuf. 27 Mayıs’tan 27 Nisan’a Asker – Gazete/ci İlişkisi”, İş Ahlakı Dergisi, 2011, sy. 4, s. 91 – 114.

Vural, Mithat Kadri. 27 Mayıs Dönemi’nde Toplumsal Algı İnşası ve Cemal Gürsel’in Sansürlenen Mektubu”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2020, sy. XX, s. 161 – 186.

 

.

 

 



[1] Üsküdar Üniversitesi, Yeni Medya ve Gazetecilik – Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler öğrencisi. esmanurtuna73@gmail.com

[2] Mithat Kadri Vural, 27 Mayıs Dönemi’nde Toplumsal Algı İnşası ve Cemal Gürsel’in Sansürlenen Mektubu”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2020, sy. XX, s. 164.

[3] Ebru Gençalp, “27 Mayıs 1960 Darbesi ve Basındaki Yansımaları”, Uluslararası Darbe Sempozyumu 1.Cilt, 26-28 Mayıs 2017, Adnan Menderes Üniversitesi, s.340.

[4] Engin Kaya, 27 Mayıs 1960 Darbesinde Basın (yüksek lisans tezi, 2019), Maltepe Üniversitesi, s. 41,42.

[5] Yusuf Özkır, 27 Mayıs’tan 27 Nisan’a Asker – Gazete/ci İlişkisi”, İş Ahlakı Dergisi, 2011, sy. 4, s. 94.

[6] Engin Kaya, 27 Mayıs 1960 Darbesinde Basın (yüksek lisans tezi, 2019), Maltepe Üniversitesi, s. 42.

 

[7] Yusuf Özkır, 27 Mayıs’tan 27 Nisan’a Asker – Gazete/ci İlişkisi”, İş Ahlakı Dergisi, 2011, sy. 4, s. 93 – 94.

[8] Engin Kaya, 27 Mayıs 1960 Darbesinde Basın (yüksek lisans tezi, 2019), Maltepe Üniversitesi, s. 43.

[9] Engin Kaya, 27 Mayıs 1960 Darbesinde Basın (yüksek lisans tezi, 2019), Maltepe Üniversitesi, s. 44.

[10] Engin Kaya, 27 Mayıs 1960 Darbesinde Basın (yüksek lisans tezi, 2019), Maltepe Üniversitesi, s. 45 - 46.

[11] Engin Kaya, 27 Mayıs 1960 Darbesinde Basın (yüksek lisans tezi, 2019), Maltepe Üniversitesi, s. 47.

[12] Engin Kaya, 27 Mayıs 1960 Darbesinde Basın (yüksek lisans tezi, 2019), Maltepe Üniversitesi, s. 48.      

[13] Ebru Gençalp, “27 Mayıs 1960 Darbesi ve Basındaki Yansımaları”, Uluslararası Darbe Sempozyumu 1.Cilt, 26-28 Mayıs 2017, Adnan Menderes Üniversitesi, s.343.

[14] Nurettin Gülmez / Süleyman Aşık, “27 Mayıs 1960 Darbesi Sürecinde Havadis Gazetesi”, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimer Dergisi, 2014, sy. 3, s. 92.

[15] Ebru Gençalp, “27 Mayıs 1960 Darbesi ve Basındaki Yansımaları”, Uluslararası Darbe Sempozyumu 1.Cilt, 26-28 Mayıs 2017, Adnan Menderes Üniversitesi, s.343.

[16] Ebru Gençalp, “27 Mayıs 1960 Darbesi ve Basındaki Yansımaları”, Uluslararası Darbe Sempozyumu 1.Cilt, 26-28 Mayıs 2017, Adnan Menderes Üniversitesi, s.341.

[17] Ebru Gençalp, “27 Mayıs 1960 Darbesi ve Basındaki Yansımaları”, Uluslararası Darbe Sempozyumu 1.Cilt, 26-28 Mayıs 2017, Adnan Menderes Üniversitesi, s.343.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

'Gülün Adı' Roman İncelemesi

                                                                                                                                                                        Umberto Eco tarafından 1980’de kaleme alınan Gülün Adı, XIV. yüzyılda İtalya’da bir manastırda geçiyor. Ortaçağ skolastik düşüncesini gözler önüne seren roman, göstergebilimden faydalanılarak yazılmış. Manastırda bulunan Hristiyanlık tarihinin en büyük kütüphanesine herkesin girememesi, girenlerin de istediği kitabı okuyamaması bilime ve fikirlere ambargo uygulandığını açık bir şekilde gözler önüne seriyor:   “Bu yasak bilgiler yeri, birçok kurnazca buluşla korunuyor. Bilgi, aydınlatmaktan çok gizlemek için kullanılıyor. Hoşuma gitmiyor bu. Kitaplığın kutsal savunmasına sapık bir kafa egemen.” (Gülün Adı, s. 616). Romanda saklanan bir kitap uğruna 7 gün içinde işlenen cinayetler sarmalıyla karşı karşıya kalıyoruz.         Postmodern roman tarzının güzel bir örneği olan romanda her daim kaos hakim. İşlenen cinay

Dilruba Evleri Mazluma Yuva Oluyor

  “Ölüm Seni Bulana Dek İyiliğe Devam Et” sloganıyla insani yardım alanında hizmetler veren Hatice Dilruba, kurduğu Dilruba Evleri Yardımlaşma Derneği ile pek çok insana umut oluyor. Hizmetlerine Bursa’da kendi evinde yaşlı bakarak başlayan Hatice Dilruba kurduğu dernek ile kompleks bir yapı olan yaşlı bakım evi ve uyuşturucu madde bağımlıları için ekolojik bir köy olan “İnsanlık Köyü” nü kurmuş. Yalnızca yapılan bağış ve yardımlarla varlığını devam ettiren Dilruba Evleri Yardımlaşma Derneği, son olarak Suriyeli mültecilere barınma imkânı sağlayan Akçakale’de bir konuk evi inşa etmiş. Kimsesiz yaşlılara, uyuşturucu madde bağımlılarına, kadınlara, engellilere, yetimlere adeta bir yuva olan dernekte Hatice Hanım bu kurumlarda yaşayanların her biriyle tek tek ilgilenerek ihtiyaçlarını karşılıyor. Burada sosyolog ve psikologların önderliğinde terapi olan insanları tekrar hayata kazandırmayı hedefleyen Dilruba, İnsanlık Köyü’nde kadınlar için bir kooperatif kurarak el emekleriyle geçimleri